Dünyanın en büyük tarihi mezarlık alanlarına sahip olan İstanbul bir mezartaşı müzesi gibidir. Karacaahamet, Eyüp, Edirnekapı gibi mezarlıklar müzenin büyük odaları; cami, tekke ve türbelerin bahçelerinde bulunan ve hazire adını alan mezarlıklar da müzenin küçük odalarıdır. Şimdi yüzlerce olan bu odaların sayısı vakt-i zamanında binlerceydi. Mesela Taksim, Tarlabaşı, Şişhane, Galata hattı komple mezarlıktı ve Büyük Mezarlık, Küçük Mezarlık adı verilen iki ayrı mezarlıktan oluşuyordu. Bu hatta bir kaç mezartaşı haricinde hiçbir şey kalmadı. Nice tekke, mescit, cami ve türbe hazireleriyle beraber yol genişletme, apartmanlaşma gibi çalışmalara kurban edildiler. Bütün kayıplara rağmen, İstanbul hala bir mezartaşı müzesidir. Ve titizlikle korunması gerekir.
Ama nerdeee!
Dün, hazırladığım gezi rehberinin çarşılar bölgesi bölümü için Tahtakale-Mercan-Mahmutpaşa civarındaydım. Uzunçarşı Caddesi üzerinde, Mercan Yokuşu olarak bilinen mevkide, solda Fatih Sultan Mehmet’in komutanlarından olup İstanbul’un fethinde bulunmuş Yavaşça Şahin Mehmet Ali Paşa’nın kendi adıyla bilinen 1471-1472 yıllarında yaptırdığı tuğla minareli, taş tuğla karışımı yapılmış camisine de uğradım. Cami 1950’de yeniden inşa edildiğinden mimari olarak pek ilginçliği kalmamış ama avlunun solunda yer alan haziresi oldukça güzeldir. Ya da güzeldi, demek daha doğru artık! Çünkü aradan geçen 4 yılda yok edilmiş.
En son bu camiye 31 Mayıs 2011 tarihinde gitmiştim. Haziresi gül bahçesi gibiydi ve bakımlıydı. Epey fotoğraf çekmiştim. Malum, mezartaşları ve gülleriyle güzel bir hazireydi çünkü.
Dün (7 Kasım 2015’te ) bu hazireyi fotoğrafladığımda üzüldüm. Ayakta kalan tek bir mezartaşı bile bırakmamışlar. Mezartaşlarını, hazirenin kenarlarına istiflemişler. Yıl 2015’te bir Osmanlı mezarlığını yok etmişler.